4 Mart 2013 Pazartesi

Gündelik hayatımızın bir parçası: Seksi anime karakterleri

Çünkü hoş bulduk yazısıyla konu yazısını ayrı yapacak tek insan evladı benim.

Onları biliyorsunuz,onları seviyorsunuz- ah evet,onları çok seviyorsunuz.

Sanırım animeler çoğumuzun günlük yaşamının alışılmış bir parçasıdır. Bu aralar her şeyi izlemeye üşenen ben dışında ama eh ben bir gerizekalıyım istisnalar kaideyi bozmaz ~=0=~

Yalnız ben şaka yapmıyorum. Üşengeçliğim öle bir boyuta geçti ki bugün açtığım Toy Story 3'ü (evet daha izlemedim atmayı düşündüğün domatesi geri cebine koy yivrum (gerçi o seyirciler domatesi nerden bulur her zaman merak etmişimdir. bence gösterinin yanında kötü olursa diye domates satmak için bi manav amca filan bulunuyo o.o ( ben neden bu kadar gereksiz şeylere kafa yoruyorum..))) izlemeye üşenip yarıda kestim ve hala Bay Yumuş'un neden şeytani bir oyuncak ayı olduğunu bilmiyorum qşlkeqşl İçimde cevaplanmamış sorular var arkideşler.

Bunca aradan sonra direk konuya girerim sanan insanlar, eh,yok öyle bir dünya.

Neyse (favori konuyu bağlama aracım), hepimizin müptelası olduğu birkaç anime vardır elbette ki U.U Ve elbette bu sevdayla birlikte gelen yamanma arzusu. Evet,doğru tahmin =w= Seksi anime karakterleri~

Anlayacağınız bu yazıda da sevdiğim anime karakterlerini ve tanımak istediğim yenilerini listeleyeceğim. Amacım ne onu bilmiyorum gerçi fazla işsizim =3= Bu yazıyı takan ya da üşenmeyecek olan varsa da kendi listelerini yapmalarını rica etmekteyim U_U Kısaca fazla kibarca mimledim sizi öyle algılayın

1. Allen Walker/D.Gray-Man

Hımm..Çizim stili olarak sevdiğim mangakaların sayısının bir elin parmağını geçeceğini sanmıyorum ve sırf stilini beğenmiyorum diye izlemeye yanaşmadığım animelerin sayısı baya olmuştur sanırım.

İş böyle olunca anlaşılacağı üzere Katsura Hoshino en hoşlaştığım mangakalardan biri. Aranızda DGM'i izleyen ya da bitirebilen engin kişiler var mı bilmiyorum ._. Açıkçası fazla uzun ve sonlara doğru anime acık yamuluyor bir yavaşlayıp bir hızlanmaktan  ama ben Allen sevdam olduğu için bi yerlerimi yara yara bitirmiştim DGM'yi. Fangirl nöbetlerine girip gece gündüz izlemekten ve Lenalee'ye ana avrat sövmekten beynim pörsümüştü idi. Elbette animede Lavi ve Tyki Mikk gibi sevdiğim başka karakterler var ama bu giriş şimdiden yeterince uzun oldu ve ben döt yiyecem.

NEDEN SEVİYORUM:
Baştan da yazmış olmam gerektiği gibi Allen'ı sevme nedenim daha önce onun gibi hiçbir karaktere rastlamamış olmam. Ama hayır,tip ya da kişilik açısından demiyorum- ki onlar da yeterince farklı ama konu bu değil. Hayatımda ilk defa bi anime karakterinin gerçekten canlandığını gördüm. Bu ne demek; fark ettiniz mi bilmiyorum ama anime karakterleri bana göre pek..eh..gelişmez. Çoğunlukla baştan belirlenmiş bir kişilikleri ve gerçekleştiremezlerse kendilerini uçurumdan atacakları kesin amaçları vardır ve ne kadar acı şey yaşamış olsalar bile yine aynı gözü pek yapıyı görürüz. Sanki travma atlatmamışlardır da bir iki göz yaşı döküp duygusal çöküşü geride bırakmış gibidirler. (Nayt'ın yeni kitabı,Türkçe Terk Liseli şimdi bayilerde,sakın kaçırmayın!) Belki de bunca hüzne rağmen güçlü durmak onların kendilerini savunma mekanizmaları filan ama Allen öyle değildi işte. Geldiği andan itibaren gerçek anlamda iyi niyetli ve saftı. Ama yaşadıklarına rağmen kişiliği aynı kalmadı. Çocuk ruhu sanki yaralanarak büyüdü. Daha ciddi, üzgün, içine kapanık oldu. Allen'ın başta attığı gülüşleri animenin (ya da manganın bilmiyorum) ileri bölümlerinde görebilen varsa söylesin çünkü ben aynı gülüşü adam akıllı bir daha görebildiğimi pek sanmıyorum, en azından o kadar sık değil.

Kısaca Allen benim için bir karakterden çok daha fazlası,o benim için neredeyse bir insan ve bunu becerebilmiş olan herhangi bir yazar veya sanatçı pek göremediğim için Hoshino-sensei'e bu başarısından ötürü burdan saygılarımı gönderiyorum efenim.

Yalnız aga...Nasıl bir atara/ciddiyete bağlamışsam çok abuk yazmışım o-o Neyse abartıyor olabilirim ama ne diyeyim ben böle düşünüyorum.

   Phuahua bu sahnede yere uçmuştum ben. "Sevdiğim gız banaaa abiii deyinnce" gibi bişe olmuştu kanımca Lenalee'ye oh oldu bis galtak.






Ehe..ben bu yazıyı yine bitiremiycem TwT"..

2.Edward Elric/Fullmetal Alchemist

Buarada bunu femea diye okuyan tek varlık ben felan mıyım ._. Geçen kızın biri bana EFEMEY diyince bikaç saniye öküz gibi baktım da qwkeşlqe

Temam bundan böle kısa tutcem U_U evet ilk maddeden sonra yazdıklarını kısaltması gerektiğini anlayan bir yaratığımdır ben böle IQ'su 190. Cümlelerim bile yamuldu oldu sana konveks üçgen ekieki-...Blogu uzun süre ihmal etmeyin cücühler. Sonra bana benzersiniz bakın böle cümlelerinizle milleti kusturursunuz hamlıktan.

FMA stil olarak en favori animem kesinlikle değil ama olay ve karakterler açısından pek bir severim. İlk fangirl krizimi Edward'da yaşamıştım ;W; (Evet milletin ilk öpüşmesini anlattığı gibi ilk fangirl krizimi anlatıyorum devam edin millet görülcek bişey yok burda) Hatta bu yüzden fangirl krizini kendim için Ed krizleri olarak değiştirdim.Bilmiyorum sormayın...neyse

NEDEN SEVİYORUM:
Edo'da -ana elektrikler getti,bidakka...internette gitti hay gıçmıç- genel bir coşku ve gözüpeklik vardı ama sadakat,fedakarlık, accık küstahlık ve de kibirle birleşince ben ıstırdım bu cücüğü. (artık cümleden ne anlarsan.uykum var olom.) Onun da yine insan öldürme ve kardeşini kurtarma uğrunda verdiği kayıplar vb. maceralarında yaşadığı sinir krizleri oldu ve yine altını çizeceğim gibi bu da değerini gözümde elbette artırdı. Orjinal FMA'da da (brotherhood'u izlemedim .A. gerçi Ninja brotherhood'a söver bilmeyorum ama daha çok olay olduğu için merak ediyorum) mutlu son yerine kendini feda etmesi olayını salya sümükle alkışladım.




Edo,edo
Geber Alphonso
Götün söndü Winry
Höst lan o kimdi

Telif hakları Ninja'ya aittir.

3.Oz Bezarius-Vessalius-ebeneuçanus/Pandora Hearts


Bu veledin soyadını anlayana aşk olsun. The Mortal Instruments'daki Jace gibi milyar soyadı var Caponların B-V ve L-R özürleri yüzünden...

Neysem efenim. Pandora Hearts'ın çizimi çoh hoşuma giden çizim tarzlarından biridir (mangakasını bilmeyom). En azından mangası, çünkü animeyi ya ben düşük kalitede filan izliyorum ya da çözünürlük mü çizim mi neyle alakalı bilmeyorum harbiden 1980-90 yapımı gibi.

Ama Allah ebemi uçuracak ki Pandora Hearts'ı bitirmedim ;_; Ya üşendim ya da sıkıldım tam hatırlamıyorum =w=" Ama animeyi direk dittir edip manga özrüme rağmen mangasına abanmayı düşünüyorum. Oz dışında animede genel olarak tüm karakterleri seferim aslında. Hatta direk Alice dışında herkesi seviyorum sanırım bilmiyorum o-o Ama Oz'dan sonra en çok Gilbert'ı sever,onları gururla shiplerim efenim. Pandora Hearts'ı ve özellikle Oz'u duygu dolu sahneler çok olduğu ya da karakterlere -ya da en azından yüzlerine =V= - iyi yansıtıldığı için seviyorum. (Kısaca söylemek gerekirse ben bir şoktaykengözbebekleriküçülenkarakter fetişistiyim)

NEDEN SEVİYORUM:
Animede en son tam olarak nerde kaldım bilmiyorum ama (buarada spoiler içerir uyarıyorum-yani..sanırım =-=)  Oz'un derin father issues'ları olduğunu,istenmediğini ve lanetli gibi abidik zubidik bişi olduğunu biliyorum. Oz iyimserliği ve kararlılığı öne çıkan bir karakter, nerdeyse hardcore bir Pollyanna. Animeyi bitirmediğim ve mangada da ne halt olup bitiyor bilmediğim için çok fazla bişe diyemiyeceğim ama tumblrdan gördüğüm giflerden de yola çıkarak yorum yapmayı deniycem. Dediğim gibi Oz fazla iyimser ve genelde rastlayacağınız üzere yaşam enerjisi dolu olan bir karakter. Soğukkanlılığını koruma konusunda başarılı ve insanların zarar görmesine dayanamıyor. (Oz 15 yaşında,arkadaşları ona Ozanna di-) Fakat tam ifade edemeyecek olsam da Oz'un içten...bitik olduğunu düşünüyorum. Umutsuz,kırgın, yorgun ve kızgın. Etrafındakilere güven telkin etmeye çalışırken aslında kendisi içten boğuluyor gibi. Sanırım ileride sevdiklerini kaybetmesi ya da kendini tanıyamayacak hale gelmesi gibi durumlar var ama bilemiyorum :I





Manganın çizimlerinin renkli halini bu videodan şey edebilebilebilirsiniz.



Nehe, umarım şuana kadar çenemden sıkılmamışsınızdır çünkü düzgün yazamıyorum.Hatta direk nası yazılacağını unutmuşum bile diyebilirim. Yazı hem çok uzadığından hem de uykum geldiği için -çoğunlukla uykum geldiği için- burda bitiriyorum ;o; Bir sonraki bölümde görüşmek üzere efenim. (böh...5 saat uyku umarım beni çarpmaz lan..)

2 Mart 2013 Cumartesi

Nayt is on da haus

Hayır bebeyim, o tipi kaymış bir İngilizce... Bilmiyorum zenci serseriler gibi konuşmak her zaman ilginç bir hobim olmuştur.

Neyse. Ne diyorduk.Ha:



Selamın aleyküm bebeler -w-

Ben neredeydim diye merak edeniniz varsa...Ben.Ben.
Ben hep burdaydım aslında <-<
DINDINDINN!

Ya açıkçası ne biliyim internete ulaşamama ya da bilgisayarı açamama gibi bir sorunum yoktu. O konular açısından rahat bir liseliyim. E madem öle neden ölü taklidi yapıyordun sen Nayt?

Bu suçu başkalarına atmak gibi olmaz umarım.. Aga benim buraya takılma amacım gerçek hayatta yapma özürlü olduğum şeylerden birini gerçekleştirmek: Yani sosyalleşmek. Bunun yüzünden yazı yazıyorum yani ünlü olmaktı oydu buydu ona benzer bi amacım yok. Eh pek bir tepki gelmeyince de sıkılıyorum, umudumu kesiyorum falan filan. Sürekli bir sıkılıp burdan toz olup laf edip bir canı çektiğinde geri dönen iki yüzlü dengesizler gibi olmak da istemiyorum. Öle olunca da bildiğin toz oldum yerin içi- yok yer yarıldı yerin içi-...AMAN S**TİRİP GİTTİM İŞTE =A=

Kendi kendime konuşmak istemiyorum, onu her daim yapıyorum zaten. Yani her yazıya da yorum yazılmaz, ne biliyim denecek bişe yoktur. Ama demek istediğim, yani demek istediğiniz bişey ya da eklemek istediğiniz bir düşünce şu bu HERNEYSE öle bişey varsa lütfen yorum yapın. Üşenmeyin yani. Lütfin.

Ya da Sheri'nin dediği gibi yorum yapmazsanız sizi uykunuzda keserim taktiği var. Öle yani qlwekşq

Yani herkese suç atmakla da iş bitmez. Ben de yorum yapma açısından pek aktif bir hatun değilim... İş facebook'a dönsün istemiyorum sanırım öle bir antipatim filan var ama eh,burası facebook değil. Bu yüzden kendimi de yerip bu olaylarda daha aktif olmaya çalışacağım anacım.

Herniysem. Yeterince uzun bir giriş oldu. Kısaca hoş bulduk UwU